
1993 yılında üniversiteye hazırlanırken “mutlaka içinde çocukların olduğu bir iş yapmalıyım” diye düşünürdüm. 1994 yılında Marmara Üniversitesi Eğitim Bilimleri ana bilim dalını kazandım. Üniversite günleri güzeldi ama iş yaşamı gerçeklerinden uzak ve oldukça teorikti. Üniversitede aldığım derslerin gerçek yaşamdaki yerini görmem gerektiğinin farkındaydım. Bu nedenle bir taraftan derslere devam ederken, diğer taraftan da pedagoji ve andragoji ( yetişkin eğitimi ) formasyonuma uygun olan ve saha deneyimi kazandıracağını düşündüğüm eğitim kurumlarında, danışmanlık merkezlerinde, sivil toplum kuruluşlarında gönüllü olarak çalışıyor, saygın isimlerin süpervizyonunda beceri kazanmaya çalışıyordum.
Saha deneyiminin, iş yaşamında ne kadar önemli olduğunu profesyonel hayatla tanıştığım THY’de fark ettim. Devam eden yıllar içinde de çocuklara yakın olacağım şekilde kurguladığım iş yaşamım Türkiye’nin saygın, köklü eğitim kurumlarında devam etti. Okulöncesinden üniversiteye uzanan bir çerçevede çalıştım. Bu süre içinde eğitmenlik, üst düzey yöneticilik ve danışmanlık faaliyetleri yaptım. İş yaşamımdaki en büyük şansımı hangi kurumda hangi pozisyonda çalışmış olursam olayım hiç saha gerçeğinden ve çocuklardan kopmamış olmak diye tanımlıyorum.
2004 yılından itibaren ortaokul, lise ve üniversite çağı gençlerinin kariyer planlama süreçleriyle ilgilenmeye başladım. Ülkenin sürdürülebilir kalkınması için bu dönemdeki gençlerin bütüncül ve bilimsel yöntemlerle izlenmesi gerekiyordu. Bu amaçla çeşitli bilimsel ölçek ve envanterler geliştirilmesine katkı sağladım; bu enstrümanların binlerce gence uygulamasının sonucunda Türkiye’nin ilk kariyer haritasının oluşturulmasına şahit oldum ve büyük bir mesleki tatmin yaşadım. Sözü geçen ölçek ve envanterler bugün AB tarafından fonlanmış bilimsel çalışmalar haline geldiler ve Avrupa ülkelerinde uygulanıyorlar.
Aylık yayınlanan Kariyer dergisinin 6 yıl süreyle editörlüğünü yaptım. Eş zamanlı olarak Bahçeşehir Üniversitesinde İşletme yüksek lisans programını “Eğitim Sektöründe İç Müşteri Memnuniyetinin Dış müşteri Memnuniyetine Etkileri” konulu çalışmayla tamamladım.
Bugün özel öğretim kurumları kapsamında eğitim kurgu ve tasarımlarının oluşturulması, kariyer ve yetenek yönetimi, özel okullarda kurumsal sadakat temelli iletişim ve yönetim konularında eğitimler veriyor, ismanzaralari isimli bloğu yazıyorum. Çocuk işçiliğinin, ihmali ve istismarının önlenmesi konusunda çeşitli farkındalık projeleri içinde yer alıyorum.
Evli ve bir erkek çocuk annesiyim. Kendi çocuğumun iyi bir dünyada yaşayabilmesi için ondan önceki ve sonraki jenerasyonun doğru bir bakış açısıyla eğitilmesi gerektiğini biliyorum. Value and Leadership içindeki görevime yüklediğim toplumsal anlamı ve eğitime olan bakışımı en iyi Herbert Spencer’ın “ Eğitimin asıl büyük amacı, bilgilenmek değil, eyleme geçmektir” sözüyle tanımlıyorum.


İş yaşamım 7 yaşımdayken babamın lokantasında bulaşık yıkayarak ve garsonluk yaparak başladı. 17 yaşımda yine ailemin kurduğu konfeksiyon şirketinin yarı zamanlı çalışanı oldum. 22’imde üniversitenin işletme bölümünden mezun olduğumda yaklaşık beş yıllık iş tecrübem vardı. O sıralar, kazandığımın farkında olmadığım beceriler yaşamın geri kalanında çok işime yaradı, yarıyor. Üniversiteyi bitirdiğimde orta ölçekli bir işletme olan aile şirketinde bir süre çalıştıktan sonra profesyonel iş yaşamına geçiş yaptım.
Aile evinden ayrılıp da Özel Işık Lisesine başladığım yıllardan itibaren “Çocuk, okul yaşamı, gelecek planı, yönetim” kavramları ilgimi çekmişti hep. 6 yılımı, çocukluk ve ilk gençlik yıllarımı geçirdiğim Özel Işık Lisesi’nden sonra Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesinde devam etti eğitim hayatım. Hala Mekteb-i Mülkiye kültürünün içinde yer alan “kıdeme ve bilgiye saygı” kavramları hayatımın her döneminde önceliğim oldu.